Demokratik Özerklik Çalıştayı’nda Kürt sorununun çözümü için en önemli proje ve hedef:
Demokratik Özerk Kürdistan’ın inşası
Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından yapılan Demokratik Özerklik Çalıştayı’nda Kürt sorununun çözümü için en önemli proje olarak gösterilen “Demokratik Özerklik Modeli Taslağı” hazırlandı. Taslakta hedefin “Demokratik Özerk Kürdistan’ın İnşası” olduğu belirtildi.
Taslakta, “Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir” ifadelerine yer verildi. Taslakta, 8 alanda örgütlenmeye gidilerek, özerkliğin inşa edileceği belirtiliyor.
Taslakta, “Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir” ifadelerine yer verildi. Taslakta, 8 alanda örgütlenmeye gidilerek, özerkliğin inşa edileceği belirtiliyor.
DTK’nın “Demokratik Özerklik” modeli taslağı Dicle Haber Ajansı tarafından yayınlandı. DTK’nın modelindeki önemli satır başları şöyle açıklanıyor:
TÜRKİYE VE KÜRDİSTAN ORTAK VATAN
“Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, tabandan başlayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte toplum kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir.
TÜRKİYE VE KÜRDİSTAN ORTAK VATAN
“Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, tabandan başlayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte toplum kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, demokratik Türkiye cumhuriyeti parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan politikalarına dahil olur. Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir.
Ayrıca demokratik özerklik alanında farklı kimlikler de kendi sembollerini kullanır. Bu anlamda demokratik özerklik, Kürt halkının Demokratik Türkiye içinde yaşama iradesidir. Yani Kürt halkının siyasi statüsünü ifade eder. Köylerden başlamak üzere en tabandan komünler ve şehirlerde meclisler, demokratik özerk sistemin demokratik kurumlarıdır. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm kesimlerin tabanda meclisler oluşturarak politikaya katılımları demokratik sistemin demokratik işleyişi, ahlaki politik toplumun gereğidir.
Türkiye ve Kürdistan’ı ortak vatan olarak görmekteyiz. Demokratik Özerklik hukukunun yeni Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve AB hukukunca tanınarak karşılıklı referanslarla hukukilik ve yasallığı sağlanmalıdır.”
Türkiye ve Kürdistan’ı ortak vatan olarak görmekteyiz. Demokratik Özerklik hukukunun yeni Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve AB hukukunca tanınarak karşılıklı referanslarla hukukilik ve yasallığı sağlanmalıdır.”
ÖRGÜTLÜ TOPLUM VE DİRENİŞ
Tartışma konusu olan projenin “Öz savunma” boyutuna ilişkin ise şu bilgilere yer veriliyor: “Öz savunma, ahlaki ve politik toplumun güvenlik politikasıdır. Öz savunma boyutu toplumlar için sadece bir askeri savunma olgusu değildir. Kimliklerini koruma, politikleşmelerini sağlama ve demokratikleşmelerini gerçekleştirme olgusuyla iç içedir. Öz savunma örgütlü topluma dayanır. Örgütlü toplum öz savunmasını en iyi yapan toplumdur. Tüm toplumlarda öz savunma varlığını korumanın olmazsa olmazıdır. Kürtler ilk işgalci ve istilacı güçlerin saldırısından günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur.
Tartışma konusu olan projenin “Öz savunma” boyutuna ilişkin ise şu bilgilere yer veriliyor: “Öz savunma, ahlaki ve politik toplumun güvenlik politikasıdır. Öz savunma boyutu toplumlar için sadece bir askeri savunma olgusu değildir. Kimliklerini koruma, politikleşmelerini sağlama ve demokratikleşmelerini gerçekleştirme olgusuyla iç içedir. Öz savunma örgütlü topluma dayanır. Örgütlü toplum öz savunmasını en iyi yapan toplumdur. Tüm toplumlarda öz savunma varlığını korumanın olmazsa olmazıdır. Kürtler ilk işgalci ve istilacı güçlerin saldırısından günümüze kadar her türlü işgal ve saldırılara karı varlığını korumak için öz savunma içinde olmuştur.
Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz savunma askeri tekel olarak değil, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre demokratik organların denetimi altında oluşturulabilinir. Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halklar faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olur, öz savunma esasında bu yönelimler karşısında toplumsal direnişi ifade eder. Öz savunma uluslar arası sözleşmeler ve BM tarafından da tanımlanan bir haktır.
Kürtçenin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılarak anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili haline getirilmesi sağlanmalıdır. Demokratik özerk Kürdistan’da resmi dil Kürtçe ve Türkçe olmasının yanı sıra coğrafyamızda konuşulan tüm diller (Asuri, Süryani, Arapça, Ermenice vb) ve lehçelerin kullanımı eğitimi, geliştirilmesi de anayasa ve yasalarca teminat altına alınmalıdır. Hizmet dili Kürtçe olmalı, yerleşim yerlerinin orijinal isimleri iade edilmelidir."
TBMM BAŞKANI TASLAĞA ÖFKELENDİ
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Demokratik Toplum Kongresi kararlarıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şahin, Türkiye'nin her türlü sorununun konuşulduğu ve çözüleceği yerin TBMM olduğunu belirterek, ''Başka bir kongre, başka bir meclisi tanımıyoruz. Bu sevda peşinde koşan arkadaşlarımız durumlarını lütfen değerlendirsinler. Sonuçlarına katlanmak zorunda kalırlar'' dedi.
TBMM BAŞKANI TASLAĞA ÖFKELENDİ
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Demokratik Toplum Kongresi kararlarıyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şahin, Türkiye'nin her türlü sorununun konuşulduğu ve çözüleceği yerin TBMM olduğunu belirterek, ''Başka bir kongre, başka bir meclisi tanımıyoruz. Bu sevda peşinde koşan arkadaşlarımız durumlarını lütfen değerlendirsinler. Sonuçlarına katlanmak zorunda kalırlar'' dedi.
Bir gazetecinin, ''BDP milletvekilleri Meclis kürsüsünde Kürtçe konuşuyor. Muhalefet sizin inisiyatif kullanmanız gerektiğini söylüyor'' sözleri üzerine ise Şahin, şunları söyledi: "Meclis Başkanı 12 Eylül 1980 ruh haliyle konuşuyor." diyen Demirtaş sözlerini şöyle tamamladı: "O dönem 30 yıl önceydi. Ama çok merak ediyorsa, o duygulara sahipse yakında tekrar seçim olacak, kendisi emekliye ayrılır. Bir kutu yağlı boya ile bir fırça alır Marmaris'e yerleşir. Orada onun gibi düşünen zatla birlikte resim yapar mutlu olur. Ama Türkiye o dönemleri geçti artık."
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, Demokratik Toplum Kongresinde ''demokratik Özerk Kürdistan'' şeklinde açılım ortaya konulduğunun belirtilmesi üzerine, ''Türkiye ile ilgili kararların yasama organı TBMM'dir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren kararların alındığı Meclisin Başkanı olarak o tür kararlarla ilgilenmiyorum. O tür kararlar mevzuatımız açısından ne ifade ediyorsa onu yetkili kurumlar değerlendirir, yapılacak bir şey varsa gereğini yaparlar'' diye konuştu.
''TBMM'de ancak Türkçe hitap edilir. Bu konudaki mevzuatımız bu şekildedir. Hatta biraz daha geriye giderek şunu da ifade edebilirim: Osmanlı'da da 1876 ve 1908 Teşkilatı Esasiye anayasalarına baktığınız da da resmi dil Türkçedir. Dolayısıyla bu tür tartışmaları son derece gereksiz, gerginliğe yol açıcı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin her türlü sorununun konuşulduğu, çözüleceği yer burasıdır. Başka bir kongre, başka bir meclisi tanımıyoruz. Bu sevda peşinde koşan arkadaşlarımız durumlarını lütfen değerlendirsinler, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırlar.''
Şahin, ''Siz bir adım atacak mısınız kürsüde Kürtçe ile ilgili'' sorusuna ise ''Atmamıza gerek yok. Türkçe konuşulur. Meclisi yöneten başkanvekillerimiz gereken neyse yaparlar'' yanıtını verdi.
Şahin, ''Siz bir adım atacak mısınız kürsüde Kürtçe ile ilgili'' sorusuna ise ''Atmamıza gerek yok. Türkçe konuşulur. Meclisi yöneten başkanvekillerimiz gereken neyse yaparlar'' yanıtını verdi.
DEMİRTAŞ'TAN JET YANIT
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Örgütü'nü ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in açıklamalarını hatırlatması üzerine Demirtaş, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in siyasi olarak kendilerinin rakibi olmadığını söyledi. Demirtaş, "Kendisi bir siyasi kurumu temsil etmiyor. Bütün parlamenterlerin başkanı. Açıklamalar talihsiz olmuştur" diye konuştu.
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Örgütü'nü ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gazetecilerin, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in açıklamalarını hatırlatması üzerine Demirtaş, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in siyasi olarak kendilerinin rakibi olmadığını söyledi. Demirtaş, "Kendisi bir siyasi kurumu temsil etmiyor. Bütün parlamenterlerin başkanı. Açıklamalar talihsiz olmuştur" diye konuştu.
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in Türkiye'nin gerisinde kaldığını savunan Demirtaş, "Türkiye zaten çok dilli bir ülkedir. Türkçe hepimizin ortak dilidir. Türkçe bu ülkenin resmi dilidir. Hepimiz Türkçe konuşuyoruz ve bundan gocunmuyoruz da, gurur duyuyoruz" dedi.
Türkiye'de yaşayan Kürt, Çerkez, Arap, Gürcü asıllı bütün vatandaşların ana dilleri olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bu anadil doğuştan geliyor. Yasalar belirlemiyor bunu. Meclis Başkanı'nın işi midir yani? Allah yaratmış, o anadan babadan doğmuşsun ana dilin olmuş. Bu ülkede doğduğun için bir de resmi dilin var. Meclis Başkanı'nın işi midir buna karışmak?" ifadesini kullandı.
Şahin'in, "Bu açıklamalar parti kapattırır" sözünü hatırlatan Demirtaş, "100 tane de parti kapansa bu değişmez. Ana dili Meclis Başkanı belirleyemez. Biz parti olarak da bunları dikkate almak zorundayız. Ana diller vardır, yaşamak zorundadır. Resmi diller var diye 80 yıldır yapıldığı gibi asimile mi etmeye çalışacağız. Yoksa onları nasıl yaşatacağız, zenginliğimiz olarak kullanacağız, eğitim ve diğer alanlarda kullanacağız diye tartışacak mıyız?" diye konuştu.
"Meclis Başkanı 12 Eylül 1980 ruh haliyle konuşuyor" diyen Demirtaş sözlerini şöyle tamamladı: "O dönem 30 yıl önceydi. Ama çok merak ediyorsa, o duygulara sahipse yakında tekrar seçim olacak, kendisi emekliye ayrılır. Bir kutu yağlı boya ile bir fırça alır Marmaris'e yerleşir. Orada onun gibi düşünen zatla birlikte resim yapar mutlu olur. Ama Türkiye o dönemleri geçti artık."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder